Musa KESKİN/DÜZCE, (DHA)- DÜZCE'de, 12 Kasım 1999'da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremde çocuklarını kaybeden aileler, felaketin 26'ncı yıl dönümüne sayılı günler kala Kaynaşlı ilçesindeki mezarlıklara ziyarette bulunup, gözyaşlarıyla dualar etti.
Düzce'de 12 Kasım 1999'da merkez üssü Kaynaşlı ilçesi olan 7.2 büyüklüğündeki depremde 845 kişi hayatını kaybetti, 4 bin 948 kişi yaralandı. Depremde binaların yüzde 60'ı kullanılamaz hale geldi. Deprem felaketinin yıl dönümüne sayılı günler kala enkaz altında yakınlarını kaybedenler Kaynaşlı ilçesindeki mezarlığa gidip dualar etti. Aradan geçen 26 yıla rağmen acıları dinmeyen aileler, çocuklarının mezarı başında gözyaşı döktü.
Ekmek almaya giderken üzerine yıkılan evin enkazında kalan ve cansız bedenine günler sonra ulaşılan Şahin Canazlar’ın (13) annesi Kezban ve babası Mehmet Canazlar, çocuklarının mezarını ziyaret etti. Deprem günü eşinin evde olmadığını belirten Kezban Canazlar, "Kız kardeşim vardı. Oğlanı babasına ekmek almaya göndermiştim gitti felaket koptu. Ev sallanmaya başladı. Kız kardeşim ve 3 çocuğu ile biz evden sağ çıktık. Aşağıya indim. Ne eşim var ne 2 çocuğum var evde. Çırpındım, o ara eşim geldi. 'Çocukların ikisi de evde yok' dedim. Gitti, kızı buldu geldi. Oğlan yok. 45 gün boyunca aradık o ana kadar enkazda mı hastanede mi, nerede olduğunu bilemiyorduk. 45 gün sonra bulundu, önce bisikleti sonra oğlumu enkazdan çıkardılar. En azından bir mezarı var şimdi mezarına gelip dua ediyoruz. Kendimizi böyle avutuyoruz işte" diye konuştu.
Mehmet Canazlar ise "Allah bize oğlumuzu enkazdan çıkarmamızı nasip etti, en azından yeri belli, toprağı belli, yattığı yer belli. Öbür türlü olsaydı biz ne yapardık şimdi" dedi.
YENİ AÇTIKLARI KASAP DÜKKANINDA OĞLU ENKAZDA KALDI
Depremde 2 çocuğuyla, yeni açtığı kasap dükkanında enkaz altında kalan ve 16 yaşındaki oğlu Resul Şen ile sol ayağını kaybeden Burhan Şen de oğlunun mezarını ziyaret etti. Deprem anında dükkanında kıyma almaya gelen 2 müşterinin olduğunu anlatan Burhan Şen, "Çay söyledim geldi, ikişer yudum içtik, tam o sırada bir gürültüyle deprem oldu. 5 katlı bina üstümüze çöktü ben kısa zaman sonra kendime geldim. Tıkırtılar duydum, yerimi tespit ettim binanın içinden dışına çıkmışım yüzüstü yatıyorum. 11 yaşında 2 çocuk vardı biri benim oğlum diğeri de onun arkadaşı. Onların sesini duydum, 'Ne yapıyorsunuz' diye sordum, 'Kola içiyoruz' dediler. Deprem sırasında onların yanında bulunan ölen oğlum binadan 14 metre ileride çıkıyor, biz dışarıdan çıkıyoruz. Kimin nereden çıktığı belli değil, depremin şiddetiyle beraber. Daha sonra bir kaşıntı geldi bana, bacağım kopmuş, iğne batar gibi bir şey hissettim elimi zorla o enkazdan çevirdim bacağımın oraya uzattım, o kaşınan yere gidiyorum orası yok bıçak ucu gibi bir şey batıyor elime, kemik parçalanmış, yerde de kan olduğunu gördüm o zaman anladım, o ara kendimden geçmişim" ifadelerini kullandı.
Enkazdan çıkarılış durumunu da anlatan Şen, şunları söyledi:
"İki saat sonra tekrar kendime geldim, yukarıdan bir ses duydum. Diyorlar ki, "Bunu alamayız bunun üstü çok dolu" benden önce benim ustayı almışlar. Ben de ses gelen noktaya 'Benim altımda beton yok, karo taşı var, karo taşlarını ben kumun üzerine koydum, etrafında beton var onu kırın kumu çekin beni alın' dedim. Aynı uygulamayı yaptılar ve beni oradan çıkardılar." (DHA)