Aybala MELEK/ANKARA, (DHA)- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hakkında tazminat davası açmasıyla ilgili, "Erdoğan’la ilgili şimdi, cuma mübarek gün, o ağzını bozduğunda neler söylediğini saysam akşam haberde kullanamazsınız. Canlı veren arkadaş varsa, yayından çıkmak zorunda kalır. O kadar edepsizlik benim ağzıma da yakışmaz. Sayın Erdoğan neler söyledi bize, partimizin kadınlarına, insanlara neler söyledi" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara’da cuma namazının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi hakkında açtığı tazminat davası ve açıklamaları ile ilgili, "Cuma cuma ne diyeyim? Hani ‘Dinime küfreden Müslüman olsa.’ 2022 yılı 8 Ocak günü; ‘Bay Kemal birilerini havlatıyor. Sıkıysa çık bu havlayanları sustur. Sizin sokak köpeklerinden ne farkınız var?’ Bu ifadeleri kullanan kişi bana kızıyor, ‘Ağzını bozdu. Hakaret etti’ diyor. Ekrem İmamoğlu’nun eşine, evladı ve babasının ifade vermeye gittiği gün, sosyal medya trolleri ve o trolleri yönlendiren ordular ve sözde birtakım kişiler de var ama neler yazıldı, çizildi gördünüz. Dedim ki ‘Arkadaşlarımızın kendilerini içeriye attıkları yetmiyor. Haysiyetleriyle oynuyorlar. İtine, köpeğine sahip çık Sayın Erdoğan.’ Bunu kime, kimlere dediğimi herkes biliyor. Ama burada Sayın Akın Gürlek’in şöyle bir şeyi var. Kendisiyle ilgili bu iddialardan dolayı mesele tartışılmasın diye konuyu buraya çekmek için ‘Bana dedi.’ Ben ortaya söyledim. Sen üstüne alınıyorsan o senin işin. Şimdi tazminat davası açmış, göreceğiz tabii davanın içeriğinde ne diyor. Ben Akın Gürlek’e ne dediysem, açıkça söyledim. Bundan önce de tazminat davaları açtı. Kimini kazandı, kimini kaybetti. Ama ben ne dediysem ‘Akın Gürlek’ diye söylüyorum. O gün de otobüsün üstünde dünya kadar eleştirimi yaptım. Öbür meseleyi söylediğim kişi, kişiler. Erdoğan’a dedim ki ‘Saldıranlara, itine, köpeğine sahip çık.’ O başka bir şey ama kendi üstüne alıyor, bir de savcılara da alıyor. Meseleyi buraya taşımaya çalışıyor" diye konuştu.

'CHP, TÜRKİYE'NİN 1'İNCİ PARTİSİ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarına ilişkin, “Erdoğan’la ilgili şimdi, cuma mübarek gün, o ağzını bozduğunda neler söylediğini saysam akşam haberde kullanamazsınız. Canlı veren arkadaş varsa, yayından çıkmak zorunda kalır. O kadar edepsizlik benim ağzıma da yakışmaz. Sayın Erdoğan neler söyledi bize, partimizin kadınlarına, insanlara neler söyledi. Ama biz geçen sene Türkiye'nin birinci partisi olduğumuzda ki Erdoğan’ın konuşmasında esas itiraz ettiğim nokta o. ‘Ülkemizin ikinci büyük partisinin’ diyor. Bunu bir tek üye sayısı hakkında söyleyebilir. Oy oranıyla söyleyecekse bugün anketlerde birinci partiyim. Son seçimlerde birinci partiyim. İlk kurulan seçimde birinci partiyim. Türkiye’nin birinci partisi, Cumhuriyet Halk Partisi. Bir kere bunu içselleştirecek. Ondan sonra çıkacak bana ‘Onu söyle, bunu söyleme’ diyecek. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin birinci partisidir" dedi.

'HUKUK DÜZENİNİ ORTADAN KALDIRDILAR'

Özel, Anayasa'da, Anayasa Mahkemesi kararlarıyla ilgili bağlayıcı hükümler olduğuna işaret ederek, "Türkiye’de hukuk düzenini ortadan kaldırdılar. Bu sadece bu tip davalarda görülmüyor ki. Anayasa Mahkemesi haksızlığa uğradığını iddia eden, adil yargılanmadığını iddia eden ne kadar önemli davalara ne davalara bakıyor. Bundan sonra birinci kademenin üzerinde böyle bir denetim kalmadı. ‘Uymuyorum’ diyorum. Bir buraya baksınlar. İkincisi, Akın Gürlek sizin yönettiğiniz ülkenin Anayasa’sında nal gibi 140’ıncı madde diyor ki ‘Hakimler ve savcılar görevleri dışında resmi ya da özel hiçbir görev üstlenemezler, gelir sağlayıcı faaliyette bulunamazlar.’ Akın Gürlek, bir kere 10 ay boyunca İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı iken Eti Maden şirketinden euro bazında ek gelir sağlamış, görev üstlenmiş. Bu firma Varlık Fonu’nda olduğu için, Erdoğan’ın yönettiği Varlık Fonu’nda olduğu için Varlık Fonu’ndaki bir firmadan da gelir sağlamış kendisine. Kendini kurtarmak için suçüstü yakalandı. Biz bugünkü günceli takip ediyorduk. O kendisi ‘Ben buna bakan yardımcısıyken başladım’ dedi. Dönüp bakınca bakan yardımcısıyken de başlayıp sonra bıraktığını, savcı olduktan sonra bir ay sonra başlayıp, ben 2 Ağustos günü ‘Hollanda’ya, Lüksemburg’a bakmak lazım’ dediğinden 4 gün sonra ayrıldığını görüyoruz. Burası zaten suç. Kendi itiraf ettiği kısımla ilgili Anayasa 140’ıncı madde son; ‘Hakimlerin ve savcıların aldığı idari görevler Adalet Bakanlığı’ndadır. Savcılık, hakimlik unvanlarını taşırlar. Bu sırada aynı kurallara onlar da tabiidir.’ Akın Gürlek, İstanbul’dan bakan yardımcılığına giderken meslekten ayrılmadı. Ayrılsa şimdi kabulünün yapılması lazım yeniden. Bu iki işlem de yok; meslekten ayrılma ve mesleğe geri dönüş. Yani hakim ve savcı sıfatıyla gitti. Zaten HSK’da Adalet Bakanı’nı temsilen görev yaptı, hakim ve savcı sıfatıyla HSK’da başkan vekili olarak. Anayasa diyor ki ‘O dönemde de yapamaz.’ Yani Akın Gürlek’e ben bir söyledim, ikinciyi de o itiraf etti” ifadelerini kullandı.

'MUHAKKİK TAYİN EDİN'

Hulusi Akar: Terör belasından asil milletimizi kurtaracağız
Hulusi Akar: Terör belasından asil milletimizi kurtaracağız
İçeriği Görüntüle

Özel, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun toplanıp, Akın Gürlek hakkında bir soruşturma açıp, bir muhakkik tayin etmesi gerektiğini söyleyerek, "Bunu yapacak cesaretiniz var mı? Bunu yapabiliyorsa Adalet Bakanı, kendisine özel bir basın toplantısıyla teşekkür edeceğim. Adalet Bakanı HSK Başkanı olarak bunu yapmıyorsa bu kadar açık bir ihlalde, HSK ne iş yapacak, bu HSK’yı niye seçiyorsunuz? HSK’nın Akın Gürlek’in kendi ağzıyla laf söylediği, hakimken, savcıyken, hem Adalet Bakan Yardımcısıyken, hem İstanbul Cumhuriyet Başsavcısıyken iki ayrı sefer görevlendirip oradan birinde 10 ay, birinde 1,5 yıl maaş aldığı ortaya çıkmış. Daha ne konuşuyorsunuz? Maaş almasa bile görev üstlenemez zaten ki maaş almış. Dün çıkarmış bir avukatını, bizim partimizden bizim kitlemize hitap edebilecek bir arkadaşın yanına. Diyor ki ‘Önceden oldu.’ O da suç. 'Başvurduk da bilmem ne.’ Hikayeyi bırakın. Bunların hepsini muhakkike anlatacaksınız. Ben muhakkik raporunda göreceğim. HSK kararında göreceğim. HSK’da bir muhakkik bir yolunu bulacak ve diyecek ki ‘Böyle, böyle. Anayasa böyle yazıyorken, kanun böyleyken, bu belgeler doğruyken, Akın Gürlek, HSK’ya göre suç işlemedi’ diyecek. Ben o zaman inanacağım. Bir atayın muhakkiki de görelim, bir sorgulansın. Bu adam herkese soruşturma açıyor da soruşturmadan muaf birisi olabilir mi ülkede? Bu ayrıcalıklı adam mı?" dedi.

'YAPILAN GAZETECİLİK FAALİYETİ'

Özel, dün 5 gazetecinin ifadelerinin alınmasıyla ilgili, "Büyük bir rezaletle karşı karşıyayız. Orada yapılan her şey gazetecilik faaliyeti. Memlekette, hem de valiliğin yasaklamasına rağmen İstanbul Büyükşehir binasının önünde köprüleri kaldırmışlar, vapurları bağlamışlar, metroları durdurmuşlar. 1 milyon 200 bin kişi toplanmış. Burayı haber yapan, buna analiz- yorum yapan adama ‘Bunu niye yaptın? diyorsun. Kardeşim yapmayanlara sor. Yapamayanlara bir şey demiyorum patron baskısıyla. Yapmayan kendini, gazeteciliğini sorgulasın. 1 milyon 200 bin kişi gecenin bir yarısı orada toplanmışken ona yorum yapmak, buna ‘mucize’ demek suç olabilir mi? Sonra bütün vatandaşlarımıza söylüyorum; bakın yargı kararı kesinleşmeden masumiyet karinesi diye bir şey var değil mi? Şimdi bu arkadaşları gidiyorlar evlerinden alıyorlar. Almamaları lazım. İfade alınacak, çağır gelsin. Çağırdın da gelmedi mi? Sırf itibarsızlaştırmak için. Cep telefonlarını alıyorlar ve ‘gidin’ diyorlar. Cep telefonu orada kalıyor. Ya sen o cep telefonunu nasıl alıyorsun? Sen bu cep telefonuna nasıl el koyuyorsun? O cep telefonuyla ilgili soracağın bir şey varsa sorarsın. Bakacağın bir şey varsa, yetkin varsa bakarsın. Kişi rıza gösteriyorsa bakarsın. Kişilerin cep telefonlarını alıkoymaları. Bugün o gazeteci arkadaşlar kendilerine yeni telefonlar alıyorlar, yeni hatlar alıyorlar. Onların mesleğini yapmasına engel oluyorsun. Hukuk devletinde yaşıyoruz. Gazetecinin telefonunu almak, ‘Siz gidin, telefonlar bizde kalacak’ demek. Gazeteciyi hayattan kopararak nasıl bir şey ya? Böyle bir ceza mı var? Cep telefonuna el koyma cezası mı var? Bu hakkı nereden buluyorsun? Sorulan sorular gazetecilik faaliyetlerinin sorgulanmasıdır. Bu memlekette gazetecilik yapmak suç değildir. Suç haline sokulmaya çalışılmaktadır. Bununla hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz" diye konuştu. (DHA)

Kaynak: DHA