Politika

Destici: Tek dil ilkemizden asla taviz verilemez

Abone Ol

Gizem KARADAĞ-Celal ATALAY/ANKARA, (DHA)- BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Devletin dili, yapısı ve egemenliği tartışmaya açıldığında mesele artık demokrasi değil, devletin varlığı meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti, terörle müzakere eden değil; terörü hukuk içinde tasfiye eden bir devlettir. Bu gerçek, hiçbir söylemle ve barış ambalajlı sahte girişimlerle örtülemez. Demokratik, sivil anayasaya evet; ancak terör örgütü ve siyasi uzantılarının devletin varlığını, ülkenin bütünlüğünü, milletin birliğini, resmi eğitim dilimizi ve kimliğimizi esas alan değişikliklere sonuna kadar hayır. Netice, tek dil ilkemizden asla taviz verilemez” dedi.

BBP lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında konuştu. Destici, konuşmasında, “Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan terörsüz Türkiye komisyonu ile ilgili hazırladığı raporu Meclis Başkanlığı’na teslim etti. 99 sayfalık rapor, kanlı terör örgütü PKK’nın kurulduğundan bugüne söylediklerinin, iddialarının ve yaptıklarının bir özeti. Aslında bu raporu PKK sundu, bunu çok açık bir şekilde dile getirmemiz gerekir. Türkiye’yi parçalamak için yıllardır geveleyip durdukları uyduruk diyalektiğin, güncellemeye bile gerek duymadan, milletimizin önüne koydukları tekrarından başka bir şey değildir bu rapor. 99 sayfalık ihanet saçmalığına tek tek cevap verecek zamanımız da sabrımız da yok. Lakin rapordaki her cümleye, milletimizin de bizim de söyleyecek sözümüz, verilecek cevabımız var. Cevap vermeye değer mi? Bence değmez. Türk Kimliğinin değiştirilmesine, Türkçe dışında başka bir dille eğitime ve resmi dile evet diyor musunuz? Türkiye’nin bölgelerine, yaşayanların etnik kökenleri esas alınarak özerklik verilmesini istiyor musunuz? Anayasada bulunan, Cumhuriyetin temel nitelikleriyle ilgili maddelerin değiştirilmesini istiyor musunuz? PKK mensupları için bir genel af çıkarılmasını destekliyor musunuz? Raporda dayatılmaya çalışılan şekliyle soralım. PKK mensuplarına af çıkmasına, terör örgütü mensuplarının her birinin sosyal güvenlik kapsamına dahil edilmelerine, her birine iş verilmesine, isimlerinin devletin tüm kayıtlarından silinmesini istiyor musunuz? Türk milletinin cevabını, gerçek taleplerin dile getirilmesinden sonra dinleyeceğiz. Sadece bir kısmı söz konusu raporda yer alan, PKK’nın bu taleplerini, milletimiz hiçbir zaman ve hiçbir şartta kabul etmeyecektir. Hiçbir güç bunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Türk milletine dayatamaz. Evelallah hepsiyle baş edeceğiz. Biz buradayız. Büyük Birlik Partililer, Alperenler burada. Türk milleti de burada. PKK’nın siyasi uzantısı DEM’in hazırladığı rapor ne bizim nezdimizde ne de milletimizin nezdinde bir önemi, değeri yoktur. Onun için bu rapor bizce paçavradan başka bir şey değildir. İnanın Türk milletinin hiçbir ferdinin nazarında da bu raporun bir kıymeti yoktur. Kürdüyle, Türkmeniyle, Alevisiyle, Sunnisiyle bu millet her zaman hainlere karşı çıkmıştır” diye konuştu.

Destici, sözlerine şöyle devam etti; “Anayasa, bir pazarlık belgesi değildir ve olamaz. Devletin kurucu iradesini, milletin ortak kader anlayışını ve hukuki sürekliliğini güvence altına alan temel metindir. Bu nedenle anayasal düzen, silahların gölgesinde, terörle iltisaklı talepler doğrultusunda veya barış söylemiyle meşrulaştırılmaya çalışılan dayatmalarla değiştirilemez. Hukuk devleti, niyet beyanlarına değil, bu taleplerin doğuracağı sonuçlara bakar. Bu talepler, dış güçlerin desteğiyle Tom Barrack’ın Osmanlı millet sistemi övgüsü gibi Sevr hayallerini diriltme girişiminden başka bir şey değildir. Güçlü üniter devletimizi çok kimlikli federasyona dönüştürme tezgahıdır. Bu nedenle silah bırakma karşılığında anayasal ve siyasal taviz talep etmek, hukukla müzakere değil, hukuku rehin almaya yönelik bir girişimdir. Herkes işitsin ki, etnik temelli anayasal düzen arayışları asla barış üretmez. Aksine toplumsal bütünlüğü zedeler, devleti ve milleti ayrıştırır. Üniter ulus devlet modeli, farklı kökenlerden gelen vatandaşları eşit yurttaşlık paydasında buluşturan Cumhuriyetimizin temel kazanımıdır. Binaenaleyh devletin dili, yapısı ve egemenliği tartışmaya açıldığında mesele artık demokrasi değil, devletin varlığı meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti, terörle müzakere eden değil; terörü hukuk içinde tasfiye eden bir devlettir. Bu gerçek, hiçbir söylemle ve barış ambalajlı sahte girişimlerle örtülemez. Yeni demokratik, sivil anayasaya evet; ancak terör örgütü ve siyasi uzantılarının devletin varlığını, ülkenin bütünlüğünü, milletin birliğini, resmi eğitim dilimizi ve kimliğimizi esas alan değişikliklere sonuna kadar hayır. Netice, tek dil ilkemizden asla taviz verilemez. Herkes şunu bilecek, burası Türkler tarafından kurulmuştur, Türk Devletidir, Türkiye Cumhuriyet Devletidir. Kürdüyle, Türkmeniyle, Arabıyla, Çerkeziyle, Alevisiyle, Sunnisiyle bu milletin adı Türk milletidir. Bayrağı rengini şehitlerin kanından alan ay yıldızlı al bayraktır. Bunu kabul eden bu memlekette birinci sınıf olarak yaşar. Kabul etmeyenler özellikle kime sesleniyorum; parti binalarına Türk bayrağı yerine başta sözde özerk bayrakları asanların, bölücü örgüt bayrakları asanlara sesleniyorum. Burası Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Bu şanlı Türk bayrağımızın altında yaşamayı kabul etmiyorsanız, kendinize yediremiyorsanız, başka bayraklar hevesi taşıyorsanız buyurun o bayrakların dalgalandığı yerlere gidin. Cehennemin dibine kadar gidin.”

Destici, konuşmalarının ardından Niğde’den partisine bin 500 kişinin katıldığını açıkladı. Temsilen 3 kişiye rozetlerini takdim etti.