Oktay POLAT/ERZURUM, (DHA)- ERZURUM Teknik Üniversitesi'nden (ETÜ) akademisyen ve öğrenciler, 3 Kasım'da eski iş arkadaşı Salih Aybas (52) tarafından öldürülen ETÜ temizlik personeli Nermin Tirit (47) ve katledilen diğer kadınlar için yürüdü. ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, "Nermin Tirit hanımefendi mesleki disiplini, insani sıcaklığı ve kurumsal değerlere katkısıyla tanınan, çalışma arkadaşları arasında sevgi ve saygı uyandıran bir mesai arkadaşımızdı" dedi.
ETÜ kampüsündeki Gelin Paşa Camisi önünde, çoğunluğu kadın yaklaşık 150 kişi toplandı. AK Parti Milletvekili Fatma Öncü, ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak'ın da destek verdiği yürüyüşte, kadına yönelik şiddete tepki gösterildi. 'Şiddetin bahanesi olmaz', 'Herkes için güvenli bir dünya', 'Nermin için... Hepimiz için...', 'Öldürebildiğin kadar değil, sevebildiğin kadar insansın' yazılı dövizler taşıyan katılımcılar, ETÜ rektörlük binasına kadar yürüdü.
'GENÇLERE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR'
AK Parti Milletvekili Fatma Öncü, "Şiddetin temel gerekçesini bulup, ona göre bir çözüm üretmekte fayda var. Kutuplaştırmak iletişimi iyice gerginleştiriyor. Önleyici tedbir kurallarını alsak da cezaları ağırlaştırsak da evden uzaklaştırma, bulunduğu yerden uzaklaştırmayı uygulasak da aslında en önemli şey, insanın zihniyetindeki dönüşümü gerçekleştirmek. Kreşte bile gidiyorsunuz; 2-3 yaşındaki çocuk, arkadaşının oyuncağını onu ittirerek alıyor. Onun saçını, başını yolarak kendini ifade etmeye çalışıyor. Bireyin şiddete eğiliminin kodlandığı yaş grubu 0-6 yaş. O yüzden siz gençlere çok iş düşüyor. Sosyal anlamda da birebir iletişimi geliştirecek, kutuplaştırmanın dışında konuşarak problemlerin çözülebileceğini aslında biz anneler, kadınların mutlaka bu anlamda donanımlı olması gerekiyor" diye konuştu.
'TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN BİR BOŞLUK BIRAKTI'
Prof. Dr. Bülent Çakmak da şunları söyledi:
"Nermin Tirit hanımefendi mesleki disiplini, insani sıcaklığı ve kurumsal değerlere katkısıyla tanınan, çalışma arkadaşları arasında sevgi ve saygı uyandıran bir mesai arkadaşımızdı. Onun ani ve trajik kaybı, üniversitemiz camiasında telafisi mümkün olmayan bir boşluk bırakmıştır. Onun yokluğu, hepimizin yüreğinde derin bir acı olarak kalacaktır. Bu elim hadise kadına yönelik şiddetin ülkemizde ne yazık ki hala çok ciddi bir toplumsal sorun olduğunu bir kez daha göstermiştir. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri toplumun her kesiminde derin bir üzüntüye yol açmakta, her acı kayıp hepimize şiddetin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini hatırlatmakta ve bireysel, toplumsal ve kurumsal sorumluluğumuzu artırmaktadır." (DHA)




