Umut IŞIK-Batuhan SEVER/EDİRNE, (DHA)-EDİRNE'de Trakya Üniversitesi'nden (TÜ) Öğretim Görevlisi Aybike Kınalı, Selimiye Camisi minberindeki motifleri 925 ayar gümüşten takı setine işledi. Kolye, broş ve 2 küpeden oluşan takı setini 1 ayda tamamlayan Kınalı, "O dönem içerisindeki o teknolojide yapılmış olan o eserin şaheserliğini izledikçe, metale aktarırken, 'Acaba ben o kadar o ruhu verebilecek miyim' endişesini illaki yaşadım" dedi.

Trakya Üniversitesi Şehit Ressam Hasan Rıza Güzel Sanatlar Meslek Yüksekokulu El Sanatları Bölümü Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Programı Öğretim Görevlisi Aybike Kınalı, Türk-İslam mimarisinin zirve eserlerinden Selimiye Camisi'nin minberindeki desenleri, takı setine aktarmaya karar verdi. İlk olarak desenlerin kalıplarını çıkaran Kınalı, daha sonra 1 ay süren çalışmayla takıları oluşturdu. Kolye, broş ve iki küpeden oluşan takı setini koleksiyonunda barından Kınalı, titiz çalıştırarak o dönemin ruhunu yansıtmak istediğini söyledi.

'MÜTHİŞ BİR MERMER İŞÇİLİĞİ GÖRÜYORUZ'

Selimiye Camisi’nin, başlı başına bir dönemin ustalık eseri olarak bilindiğini belirten Kınalı, “Selimiye Camisi'nin minberi de kendi içerisinde yapısal olarak ve tasarımsal anlamda gerçekten üzerinde çok önemli izler taşıyor. Mimar Sinan'ın eserin üzerinde yaratmış olduğu tasarımsal figürleri ve mimari yapının içerisindeki yerleştirme ve konumu gerçekten çok önem arz ediyor. Ben de bu çalışmamda, minber desenin üzerindeki geometrik figürlerden yola çıkarak tasarımını gerçekleştirdim. Minberde, tasarımın bütününe bakıldığında müthiş bir mermer işçiliğini görüyoruz. Bu mermer işçiliği hem hafifmiş etkisi yaratıyor. Ama bir o kadar da kütlesel olarak, günümüze kadar ulaşmış olmasıyla sağlamlığını bize göstermiş oluyor. Yapmış olduğum takıda da 925 ayar gümüş kullanarak buradan esinlendiğim figürlerle, desenlerle günümüz çağdaş kuyumculuk teknikleriyle birleştirerek, bu ışığı taşımak istedim" dedi.

'HAYRANLIK HİÇBİR ZAMAN İÇİN GİTMİYOR'

İlk önce kalıplama çalışması gerçekleştirdiklerini belirten Kınalı, “İnceleme ve araştırmadan sonra tasarım sürecine geçtik ve ardından ajur tekniği; iç boşaltma. Ben daha da vurgulu hale gelmesi için, üzerinde taşındığında görünür hale ulaştırmak için boş alanları kapatarak ve renk geçişleriyle tamamlayıp, çalışmayı sonlandırdım. O ışığa, o tasarım sürecine ulaşabilmek için hayranlık hiçbir zaman için gitmiyor, etkileniyorsunuz. Çünkü o dönem içerisindeki o teknolojide yapılmış olan o eserin şaheserliğini izledikçe, metale aktarırken, 'Acaba ben o kadar o ruhu verebilecek miyim' endişesini illaki yaşadım. Ama o dönemki mermer ustalarının gösterdiği ince titiz çalışmayı da kendi işçiliğimde de elimden geldiğince kullanmaya gayret ettim" diye konuştu.

'ÖĞRENCİLERİMİZE BİR YERDE ÖRNEK OLMUŞ OLUYORUZ'

Kınalı, "Yaklaşık 1 ay sürdü çalışmam, nihai ürüne ulaşıp sergilemeye çıkarmış olmamız. 2024 yılında bu çalışmamı yaptım. O günden bugüne de koleksiyonumda halen daha yer alıyor. Tasarım sürecine başladığınızda, ele almış olduğunuz konularda, konunun çerçevesi ve oradan yola çıkışımız, malzemeyi, materyali bir arada nasıl kompoze edeceğimiz ve bunu nasıl bir koleksiyona dönüştüreceğimiz sürecini, biz kendimiz uygularken öğrencilerimize aslında bir yerde örnek olmuş oluyoruz. Çünkü öğrencilerimize biz derslerimizde hem teknik açıdan hem de koleksiyon ve tasarımsal süreçleri öğretirken adım adım küçük parçalar halinde bilgileri öğrettiğimiz için bu tip çalışmalarla ortaya çıkarttığımızda bir eserin serüveni ne şekilde, nasıl ilerliyor? Bu süreçte ne gibi adımlardan geçiyoruz? sorunları nerelerde yaşıyoruz? O problemleri ne şekilde çözüyoruz? Bunlarla da ilgili bir yerde örnek oluyoruz kendilerine. Ben kendi adıma da çalışmalar düşünüyorum mutlaka. Fakat öğrencilerimiz için de projelerimizin kapsamında tasarımlarını oluştururken, Edirne'nin farklı mimari ögelerinden olsun, doğal zengin kaynaklarından olsun, faydalanarak mutlaka tasarım oluşturmaları için kendilerine proje olarak veriyoruz" dedi.

FARKLI KOLEKSİYONLAR DA VAR

Selimiye dışında farklı temalarla hazırladığı koleksiyonlarının da olduğunu belirten Kınalı, "Daha öncesinde yapmış olduğum 'Taştaki Türkler' isimli Servet Somuncuoğlu'nun kitabından da esinlenerek, Türklerin özellikle Orta Asya'da taşların üzerinde kullanmış olduğu keçi ve koç motiflerinden yola çıkarak yapmış olduğum ayrıca bir koleksiyonum da bulunuyor. Burada kitap ayracı, broş ve kolye olmak üzere yaklaşık 4 parçalık bir set tasarladım. Orada da koç ve keçi figürünün Türklerin hayatındaki önemi, sonsuz ölümü ve yaşamı temsil etmesi. Bunu taşlara aktarmaları hem hayatlarının içerisinde var etmeleri kutsal bir varlık olarak görmüş olmalarını ifade etmeye çalıştım ve bunu da metal tekniğinde elimden geldiğince gösterdim" diye konuştu.

Edirne’de 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı
Edirne’de 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı
İçeriği Görüntüle

Kınalı, "Bizler akademisyen olduğumuz için yapmış olduğumuz çalışmalarımızı, okulumuzun bünyesinde, akademik anlamda ve dışarıda diğer sanat alanında açılan sergilerde sergileyerek sanatseverlerle buluşturuyoruz. Tabii ki o sergide eğer sahiplenmek isteyenler olursa da sahiplenmeleri için gerekli desteği ve yardımı da sağlıyoruz" dedi. (DHA)

Kaynak: DHA