Hasan DÖNMEZ/KONYA, (DHA)- KONYA'da İrfan Medeniyeti Araştırma ve Kültür Merkezi semazenbaşı Kerem Holat, kafe, restoran gibi yerlerde sema edildiğini belirterek, “Olduk olmadık şekilde semayı raksa döndüren, dans veya şov şeklinde icra edenleri, şu an günümüzde görüyoruz. Gayrimeşru yerlerde sanatsal performans sergileyen kişileri görüyoruz. İşte bu terbiye almamış kişiler, semanın fiziki dersini alıp çıkanlara biz sema ediyor, demiyoruz. Hakiki anlamına baktığımızda terbiyeden geçmemiş kişileri yetiştirmemeye çalışıyoruz. Restoranda ya da başka yerlerde bunun yapılmasını tasvip etmiyoruz” dedi.
Mevlana'nın ölüm yıl dönümü dolayısıyla Konya'da her yıl 7-17 Aralık tarihleri arasında anma törenleri gerçekleştiriliyor. Kentte bu sene de 'Hz. Mevlana'nın 752'nci Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri' düzenleniyor. Törenlerde en çok semazenler tarafından yapılan sema ayinleri (Mevlevi dervişlerinin ney, nısfiye gibi çalgılar eşliğinde, kollarını iki yana açıp dönerek yaptıkları ayin) dikkat çekiyor. Sema ayininin başında Mevlevi şeyhi ya da postnişinin bulunması gerekiyor. Günümüzde şeyhlik makamı olmadığı için de semayı Mevlana'nın makamı olarak kabul edilen ve bu görevi temsilen üstlenen postnişin yönetiyor.
İrfan Medeniyeti Araştırma ve Kültür Merkezi semazenbaşı Kerem Holat, semanın, bir nafile ibadet şekli olduğunu söyledi. Holat, “Sema, kulun Rabb’ine olan aşkıyla vecde gelerek kendi içerisinde duyduğu iç sesini dışarıya vurarak, cezbeyle kendi etrafında dönerek gerçekleştirdiği bir nafile ibadet şeklidir. Bu büyük bir nafile ibadettir. Bunu herkes yapacak diye bir şey yok. Hazreti Mevlana da İslam’ın emrettiği esasları yerine getirmeyen kişilerin sema etmesinin sadece bir gösteriden ibaret olacağını, bu kişilerin sema etmesinin de mekruh olduğunu, ancak aşk ehlinin yolda olan kişilere mübah olduğunu bizzat kendisi belirtiyor” diye konuştu.
‘SEMAZEN, BİRÇOK MERTEBEYİ GEÇİP MEYDANA ÇIKAR’
Semazen kıyafetlerinin her birinin anlamı olduğunu belirten Holat, kıyafetlerin anlamlarını şöyle sıraladı:
“Sikke, Mevlevi usulünde en son takılır. Üzerimizdeki beyaz kıyafet nefsin safiyaneliğini, bu yolda nefsini terbiye etmeye başlamış kişiliği temsil ediyor. Elifi nemed dediğimiz bele takılan kuşak ise takan kişinin elinden, dilinden ve belinden emin olunduğu anlamını temsil ediyor. Üste giyilen hırka ise nefsin ve ruhun sıfatını sıralıyor. Mevlevi ayininin birinci selamı başladığından itibaren semazen, hırkayı çıkararak ruhun oluşumu tamamlandığını gösteriyor. En son sikke takılır ve dervişler daha sonra beyaz safiyane kıyafetle sema etmeye başlar. Sikke özgürlük anlamına geliyor. Nefsimden, esaretimden kurtuldum, özgür bir bireyim diyerek başına o sikkeyi takıyor. Birçok mertebeyi geçip, meydana çıkmıştır.”
'BU ZİKRİ BU KADAR AYAKALTINA DÜŞÜREMEYİZ'
Son zamanlarda kafe, restoran gibi yerlerde sema edilmesini tasvip etmediklerini ifade eden Holat, “Fiziki bir engeli yoksa 6 ay veya 1 yıl çalışarak herkes semazen olabilir. Ancak hakiki manasında herkes semazen olabilir mi? Olduk olmadık şekilde semayı raksa döndüren, dans veya şov şeklinde icra edenleri, şu an günümüzde görüyoruz. Gayrimeşru yerlerde sanatsal performans sergileyen kişileri görüyoruz. İşte bu terbiye almamış kişiler, semanın fiziki dersini alıp çıkanlara biz sema ediyor, demiyoruz. Hakiki anlamına baktığımızda terbiyeden geçmemiş kişileri yetiştirmemeye çalışıyoruz. Restoranda ya da başka yerlerde bunun yapılmasını tasvip etmiyoruz. Sema, Mevlevi tarikatının kendi statüsünde icra ettiği bir zikir çeşididir. Bu zikri bu kadar ayakaltına düşüremeyiz” dedi. (DHA)





