Beşiktaş ve Başakşehir Avrupa defterini erken kapatırken, Fenerbahçe UEFA Avrupa Ligi’ne, Samsunspor ise Konferans Ligi’ne düştü. Eleme turlarında alınan başarısız sonuçlar, büyük umutlarımızı yok etti ve futbolseverlerde derin bir hayal kırıklığı yarattı.
Oysa kulüplerimiz, milyonlarca euroluk transferlerle kadrolarını güçlendirmiş, Avrupa tecrübesi yüksek oyuncuları takımlarına katmıştı. Kadroların neredeyse yüzde 80’i yabancı futbolculardan oluşuyor, teknik direktörler de yabancı isimlerden seçiliyordu. Buna rağmen sahada beklenen başarıyı görememek, Türk futbolunun değerini Avrupa gözünde her geçen gün daha da düşürüyor.
Türkiye’nin UEFA sıralamasındaki yeri giderek geriye düşüyor. Bu tablo devam ederse, Avrupa kupalarında temsil edilmek, hatta Şampiyonlar Ligi sahnesine çıkmak bizim için neredeyse bir hayal olacak. Türk futbolunun marka değerinin gerilemesi, yalnızca kulüplerimizi değil, ülke futbolunun geleceğini de tehdit ediyor.
Bu karamsar tabloda tek umut ışığımız, Şampiyonlar Ligi’ndeki temsilcimiz Galatasaray. Hem ligde sergilediği güçlü performans hem de Avrupa seviyesindeki transfer hamleleriyle, Türkiye’nin yüzünü güldürebilecek tek takım konumunda. Galatasaray’ın başarısı, yalnızca kendi taraftarını değil, tüm Türk futbolseverleri sevindirecek tek çıkış yolu gibi görünüyor.
Türk futbolu, gerçekçi planlamalara, altyapıya yatırım yapmaya ve günü kurtaran transfer politikalarından uzaklaşmaya mecbur. Aksi halde Avrupa sahnesinde her sezon yaşadığımız hayal kırıklıkları, artık şaşırtıcı olmaktan çıkacak.
Esen kalın, sporla kalın.
Bahadır Bulut