Fenerbahçe, ilk yarıda 3-1 ile geçtiği Başakşehir’i bu kez 4-1 ile geçmesini bildi.

Fenerbahçe maça tutuk başladı. Bunda geçen haftaki derbi mağlubiyetinin de rolü vardı.

Başakşehir daha derli toplu geldi, pozisyonlar da buldu; ancak ilk yarım saatte golü bulamadı.

Fenerbahçe, ilk yarım saatten sonra saldırmaya başladı, gol pozisyonlarını buldu. Bana göre 4 net penaltı pozisyonu vardı, en az ikisi verilmeliydi ama verilmedi.

I M G 1504

Başakşehir’e ise kolayca penaltı verildi. Tamam, Amrabat orada çekmiş olabilir, bu bir nizami şarj olmayabilir; ancak garip olan, Fenerbahçe’ye olursa aynı pozisyon verilmiyor, rakiplere ise çok kolay penaltı veriliyor.

Geçen hafta da Beşiktaş maçında yine hemen tereddütsüz penaltı verilmişti. İşin esas üzücü tarafıysa, Fenerbahçe aleyhine penaltıların çok kolay verilir hale gelmesidir ve asıl sorgulanması gereken budur. Bu, Fenerbahçe büyüklüğüne terstir, olmaması lazım ama maalesef oluyor.

Başakşehir penaltıyı kaçırdı, Fenerbahçe ise akabinde pozisyonları buldu, öne geçti. Mert Müldür çok güzel bir gol attı ve geçen haftaki Beşiktaş maçındaki yaptığı ters asisti böylece biraz olsun affettirmiş oldu.

I M G 1506

İkinci yarıya ise Fenerbahçe, ilk yarıdan farklı olarak çok etkili başladı. Hücum futbolu oynadı, pozisyonları buldu. Nitekim 2. golü Skriniar’ın mücadeleci, hırslı takibi ile buldu. Ondan sonra En Nesyri’nin kafa golü geldi.

Bu arada Başakşehir, Ömer Faruk Beyaz ile güzel bir gol buldu, skor 3-1 oldu. Fenerbahçe, oyuna sonradan giren, bu sezonun formda oyuncusu Oğuz Aydın ile 4. golü buldu.

Fenerbahçe, Başakşehir’i çok net bir skorla geçmesini bildi. Böylece bu hafta da “Fenerbahçe puan kaybedecek” diye bekleyenler hayal kırıklığına uğradılar.

Galatasaray’ın erken şampiyonluğunu ilan edeceğini umanlar ise birkaç hafta daha bekleyecekler.

I M G 1507

Camiada sorgulanması gereken ise camianın içinden Fenerbahçe’nin puan kaybetmesini bekleyenler olmalıdır. Bu ikilik mutlaka bitirilmelidir. Eğer önümüzdeki sezonda bu şekilde devam ederse, Fenerbahçe yine aynı akıbete uğrayacaktır.

Her ne olursa olsun, bunun yolu ne olur bilmiyorum ama bu ikiliğin ortadan kalkması lazım, bu barışın sağlanması gerekiyor.

Burada başkanımızın da sorumluluk alması lazım. Hatta yönetimin de çok çalışması lazım. Aziz Yıldırım ile son zamanlarda yaşanan bahar mevsimi mutlaka yaza dönmelidir.

Bir Türk atasözü “Veren el, alan elden üstündür” der. Veren el bence başkanımız olmalıdır. Ne kadar da yanlışlıklar yapılsa, çok üzücü de olsa bazı şeyleri affetmeyi bilmelidir.

Çünkü yedinci senesinin sonunda bir şampiyonluk maalesef birçok etken var ama gelmemiştir. Herkes ne yazık ki ona bakıyor.

Fenerbahçe büyüklüğü de bunu gerektiriyor. Çünkü camia, son 10 yıl öncesine kadar hiç böyle bir şey yaşamamıştı.

İnşallah önümüzdeki süreç Fenerbahçe için iyi geçer ve önümüzdeki sezon, çok beklediğimiz, hasret kaldığımız şampiyonluğa ulaşırız.